Üremi

Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan böbrek yetmezliğinin son döneminde meydana gelip, şuur bulanıklığı ve koma içinde ölüme götüren hastalık hâli.

Üremi; sinir sistemi, mîde-barsak ve kalp damar sistemleri yönünden çeşitli belirtiler veren, üre birikimi ve asidozla kendini gösteren bir çeşit zehirlenmedir. Böbrek, vücudun asit-baz dengesini bozmak istidadında olan asit veya baz iyonları, hücre dışı sıvının iyon dengesini bozan fazla suyu veya iyonları, protein metabolizmasının son ürünlerini atmakla vazifelidir.

Böbrekler bu mühim vazifelerini başarabilmek için çok miktarda kan almak zorundadırlar. Böbreklerin süzme kâbiliyetinin azalmasıyla kanda, azot metabolizmasının son ürünleri artmaktadır. İdrarla atılması gereken azot metabolizması son ürünlerinin başlıcaları üre, ürik asit ve kreatinindir. Vücutta, kan proteinleri dışındaki bütün azotlu maddelerin ihtiva ettikleri toplam azot miktarının normal değeri% 20-40 mg’dır. Azotemi içinde en önemli yeri işgal eden üredir. Çünkü kandaki oranı diğer azotlu maddelere nazaran çok daha fazladır. Ortalama normal miktarı % 30 mg kadardır. % 50 mg’ın üstü anormal olarak kabul edilir. Ağır üremi vak’alarında kan üresinin % 500 mg’a kadar yükselmesi mümkündür.

Yurdumuzda genellikle azotemi hakkında fikir sâhibi olmak için kan üresinin ölçülmesiyle yetinilmektedir. Azotemi derecesiyle üremi, arasında kaba da olsa bir paralellik bulunması ilk önce üre, ürik asit, kreatinin gibi birikime uğrayan azotlu maddelerin suçlandırılmasına yol açmıştır. Daha sonraları potasyum yüksekliği, kalsiyum düşüklüğü gibi elektrolit sapmalarının, asidozun ve barsak kokuşma ürünlerinin üremi komasında etkili oldukları düşünülmeğe başlandı.

Yapılan bütün incelemeler üreminin bir üre zehirlenmesi olarak kabul edilmeyeceğini, vücutta biriken ürenin ancak çok yüksek seviyelere çıktığı zaman üremi belirtilerinden bâzılarını meydana getirebileceğini göstermiştir. Üremide görülen tendon reflekslerindeki canlılık, kas çekilmeleri, sinir kas sisteminin aşırı uyarılma belirtileri, iyonize kalsiyumun azalmasıyle ilgilidir. Vücuttan su ve tuz kaybının da, üremi belirtilerini şiddetlendirdikleri anlaşılmıştır. Üremiyi, teşekkül hızına göre had ve müzmin; altta yatan sebebin yerine göre de prerenal (böbrek öncesi), renal (böbrekle ilgili) ve postrenal (böbrek sonrası) olarak sınıflandırmak mümkündür. Prerenal (Böbrek öncesi) üremi sebepleri şöyle sıralanabilir:

Prer şoka yol açan bütün haller (ameliyat, travmalar, zehirlenmeler, sarî hastalıklar, yanıklar, şiddetli ishal ve kusmalarla birlikte giden hastalıkların ve şeker hastalığının sebep olduğu susuzluk şoku, Addison krizi),

ileri derecede kalp yetmezliği, Renal (Böbrekle ilgili)

Üremi sebepleri; çeşitli had ve müzmin nefritler, polikistik böbrek, ilerlemiş böbrek veremi, böbrek tümörleri, böbrekte amiloid birikimi, iki taraflı böbrek enfarktüsü, had tübüler nekroz, damar içi hemoliz (kan erimesi), ezilme sendromu, Postrenal (böbrek sonrası) üremi sebepleriyse; her iki böbrek idrar yollarının taş, ur, kan pıhtısı veya dıştan baskı ile tıkanması, üreterlerin ameliyatlarda dikkatsizlik yüzünden kesilmesi, prostat büyümesi olarak sayılabilir.

Üreminin belirtileri: Başlangıç genellikle sinsidir. İlk belirtiler halsizlik ve kas zayıflığıdır. Gündüz dalgınlık içinde bulunan hasta, geceleyin uyuyamaz. Bâzı vak’alarda saldırganlık ve mânâsız bağırıp çağırmalar görülür. Şuur bulanıklığı, nihâyet komaya döner. Başağrısı bâzan ilk belirti olarak görülür. Kas çekilmeleri sık görülür. Hastalığın son döneminde durdurulamayan bir hıçkırık görülebilir. Ağızda kuruluk ve yanma sık rastlanan şikâyetlerdir. Dil paslıdır. Nefeste amonyak kokusu duyulur. Ağızda iltihap bulunabilir. İştahsızlık bulantı-kusma başlangıç belirtileri olabilir. Başlangıçta hemen dâimâ kabızlık bulunduğu halde, sonradan ishaller eklenebilir. Hastanın solunumu, ileri dönemde düzensiz bir hal alır ve denkleşir (Kusmaul solunum). Zatürre, sık rastlanan bir komplikasyondur. Üremide kalp yetmezliğine sık rastlanır ki, bunun sebebi yüksek tansiyondur. Kalp zarı iltihabı, son dönemde ortaya çıkar. Deri genellikle soluk, kuru ve sarımsı kirli renktedir. Kaşıntı mevcuttur. Üremide zayıflama söz konusudur, fakat ödem bunu gizleyebilir. Kansızlık sık görülür.

Üremi teşhisi: Kan tahlilleriyle kesinlik kazanır. Üremiye yol açan hâdise gelip geçici ve şifası mümkünse, üremi de geçicidir. Üremi, müzmin ve iyileşmesi mümkün olmayan hastalıklara bağlıysa şifâ yoktur. Üreminin tedâvisi, üremiye yol açan hastalığa yöneliktir. Tedâvi, hastahânede yapılır. Hasta yatak istirahatine alınır. Su ve elektrolit dengesi çok iyi tâkip edilerek düzenlenir. Özellikle had vak’alarda sun’î böbrekten istifâde edilir. Müzmin vak’alarda yâni irreversibl (dönüşü olmayan) üremi vak’alarında bugün için en iyi (hattâ tek) kesin tedâvi şekli böbrek transplantasyonu (nakli) dur. Bu da iki türlü olabilir. Ya ölüden ölüm ânında alınan böbrek nakledilir. Veya hastanın yakın akrabâlarından kan ve doku grubu testleri yapılıp uygun olanın bağışladığı bir böbreği hastaya nakledilir. Özellikle bu iki tür nakillerde böbreği vücûdun reddetmemesi için uzun süre özel ilâç tedâvileri yapılır.

0 Yorum:

Hakkında Bilgi - Teknoloji Hakkında Bilgi, Sağlık Hakkında Bilgi, Eğitim Hakkında Bilgi,Kültür Hakkında Bilgi, Sanat Hakkında Bilgi, Din Hakkında Bilgi, Türkiye Hakkında Bilgi, Yaşam Hakkında Bilgi, Bilim Hakkında Bilgi ve Hakkında Bilgi aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz blog sitesi..