Polen

Çiçek tozu. Çiçeğin erkek hücresidir. Polen, çiçeğin erkek organının (stamen) başçığında yer alan polen keselerinde çiçek tozu ana hücreleri tarafından meydana getirilir. Olgunlukta polen keselerinin patlamasıyla dışarı atılır. Bu ince ve renkli toz tânecikleri, çiçekten çiçeğe dolaşan arılar tarafından taşınıp kovanlara doldurulur.

Kovandan çıkan bal arısı, yaklaşık 2000 çiçeği tek tek dolaşarak larvaları ve ana arıyı beslemek için çiçeklerin ortasında bulunan polen tozlarını, özel bir salgı ile arka ayaklarına toplayarak, iki küçük topçuk yaparak yuvaya getirir. Kovanın önünde bulunan, polen tuzağı denilen kaptan geçerken özel kutuya düşürmek zorunda kalır. Bu şekilde toplanan polen, özel makinalarda veya güneş altında kurutularak hazır hâle getirilir. Polenin değeri, arının uğradığı çiçek türünün çokluğuyla artar. En iyi polen, en çok çeşitli çiçek bulunan arâzilerin polenidir. Ülkemizde henüz ilâç patenti verilmediği için, doktorlarımızın reçeteye yazamadığı ve halk arasında “kocakarı” ilâcı olarak bilinen polenle uğraşan Avrupa’da Palinoloji adı altında bir tıp dalı vardır ve bu nîmet eczânelerin en kıymetli ilâcı olarak satılmaktadır.

Polen her yönden zengin bir besin maddesi olması yanında, RNA ve DNA molekülleri bakımından da zengindir. Polen, temin ettiği olağanüstü metebolizma ile insan vücûdundaki bütün âzâlarda, sinirlerde kuvvet ve dengeli bir çalışma temin eder.

İlim adamlarının polen üzerinde yaptıkları araştırmalar sonunda ileri sürdükleri iddialara göre polen, kanser türlerinde, kalp-damar hastalıklarında, karaciğer hastalıklarında, romatizmal hastalıklarda, sedef, egzema, sivilce, saç dökülmesi, cilt lekeleri, prostat rahatsızlıklarında, ruh ve sinir, göz, astım, bronşit, ülser, basur, felç, kansızlık, beyin hastalıkları ve çocuk gelişiminde kullanılmaktadır. Günlük yetişkin insanların yirmi gram alabileceği ifâde edilen polenin yabancı maddelerden arınmış, tahlil edilmiş olması tavsiye edilmektedir.

Rusya vitaminler enstitüsünde yapılan analizlere göre polen, vitamin ve ferment gibi canlı cevherlerden yana çok zengindir ve sinir dengesi üzerinde çok tesirlidir. İsveçli Prof. Erick Ask ile Dr. Gasto Jonson polenin prostata en iyi etkiyi yaptığını, yaşlı hastaları dahi ameliyattan kurtardığını tespit ettiler. “Polen nasıl olup da hastaları tedâvi ediyor?Bunu henüz bilemiyoruz. Fakat, çeşitli antibiyotiklerin tedâvi edemediği halde, polenle tedâvi gören pekçok hastamız süratle tedâvi oldular.” demektedirler. Fransız Dr. Alain Caillas; “Polen, beyin ve kas gücü sağlar.” diyor. Dr. Mauntzun; “Polen, beyin rahatsızlıklarında, sinir, kalp ve damar tıkanıklıklarında şaşırtıcı iyileşmeler gösteriyor.” diyor.

Prof. Dr. Robert Tocquet; “Polen, harika besinlerin en üstünüdür. Kimyâsal analizler, polende bütün vitaminlerin, yağların, proteinlerin, şeker, mineral, tabiî hormon, pigment vs. bulunduğunu gösteriyor. Bu canlı ve dengeli besin, beyni ve vücûdu yorgun insanlara kısa zamanda canlılık veriyor. Cılız çocukların büyümesini sağlıyor. Kansızlarda her gün bir kahve kaşığı polen yedikten sonra yapılan laboratuvar denemelerinde, kandaki alyuvarların milimetreküpte 500 bin arttığını gösteriyor. İç zehirlenmeleri önlüyor. Ilık süte, çaya, kahveye katılarak alınabildiği gibi, günlük bir çay kaşığı, sâde olarak da çiğneyerek yenebilir.” demektedir.

Türkiye’den Prof. Dr. M. Mihri Mimioğlu ve Dr. Kadriye Sorkun; “Polen, metabolizmamız için çok değerli temel maddeleri ihtivâ eder. Vücûdun eksik maddelerini tamamlar. Barsak iltihaplanmalarını iyileştirir. Polen zayıflık, şişmanlık, kabızlık, ishal gibi birbirine zıd olan rahatsızlıkları da tedâvi eder, iktidarsızlığa da iyi geldiği görülmüştür.” Polen bir kuvvet şurubu gibi etki yapar. Hastalara şifâ kaynağıdır. Polen düşünme yeteneğini arttırır. Alyuvar sayısını % 25, hemoglobini % 15 oranında yükseltir, görme yeteneğini arttırır, saç dökülmesini önleyerek canlanmasını sağlar. Cilt hastalıklarına iyi gelir.

CNRS dünyâda tanınmış bir araştırma kurumudur. CNRS araştırma uzmanlarından Armond Pons; “Polen’de bütün vitaminler ve diğer cevherlerin insan hayâtı için en ideal oranlarda bulunması, üstün bir özelliktir. A ve C vitaminleri az, B vitaminleri çok yüksek orandadır. B vitaminlerine uzun ömür vitaminleri de denir. Dış etkilere karşı hücreyi, bağışıklık sistemine uyarak korur. Sürekli hücre yeniler, hemoglobini çoğaltarak hücreye bol oksijen gelmesini sağlar.” diyor.

Polen araştırmacılarından Alain Caillas; “100 gram karışık çiçek poleninde 900 mgr. B1 ve 2760 mgr B5 vitaminleri vardır. Günde bir gram polen insana yeterli B vitaminlerini sağlıyor.” diyor. Polende ortalama olarak % 25 protein, % 45 serbest amino asit, % 30 selüloz bulunmaktadır. Hiçbir bitkide bulunmayan süt şekeri laktoz, polende bulunmaktadır.Sindirim fermentleri olan nişasta ve fosforu, büyümeyi hızlandıran, hücre metabolizmasına yararlı hormonları, nükleik asitleri taşımaktadır.

22 çeşit amino asit vardır, sütte bu sayı 17’dir. Polendeki vitaminler, A, B, B1, B2, B3, B5, B6, B7, B8, B9, B10’dur. Ayrıca 27 çeşit mâdensel tuz, tabiî hormon, enzim, koenzim, pigment, karbonhidrat ve fermentler vardır. Rus araştırmacı Deviatrin ve Joirich, polendeki H vitaminini keşfederek, bu vitaminlerin gelişmeyi kolaylaştırdığını, deri ve göz iltihaplarını önlediğini açıkladılar. Ayrıca polende Rutin olduğunu, bunun kılcal damarları etkileyerek fazla kanamaya engel olduğunu, kalp kaslarının güçlenmesini sağladığını söylediler. Prof. Dr. Chauvin ve Prof. Dr. Lenormand yaptıkları araştırmalarda, polenin antibiyotik muhtevâsını keşfetmişlerdir.

0 Yorum:

Hakkında Bilgi - Teknoloji Hakkında Bilgi, Sağlık Hakkında Bilgi, Eğitim Hakkında Bilgi,Kültür Hakkında Bilgi, Sanat Hakkında Bilgi, Din Hakkında Bilgi, Türkiye Hakkında Bilgi, Yaşam Hakkında Bilgi, Bilim Hakkında Bilgi ve Hakkında Bilgi aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz blog sitesi..