Tiroid Bezi

Gırtlağın ön ve alt kısmında, îmân tahtasının hemen üstünde yer alan bir iç salgı bezi. Tiroid bezinin anatomik şekli “U” veya “H” harfine benzer. Tiroid bezi, ağırlığına oranla vücutta en çok kan alan organdır. Kılcal damarları oldukça fazladır. Tiroid bezindeki bölümleri dolduran kolloid adlı sıvı içinde, tiroid hücrelerinin salgıladığı “tiroglobulin” denen protein bulunur.

Tiroid hormonu olan tiroksin, tiroglobulin bünyesinde tirozin adlı aminoaside dört iyot atomunun eklenmesiyle meydana gelir (tetraiyodotronin = T4). Tiroksinden başka, tirozine üç iyot atomunun eklenmesiyle meydana gelen başka bir tiroid hormonu da triiyodotironin (=T3)dir. Gerektiği zaman, tiroid içinde salgılanan protein eritici enzimler vâsıtasıyla tiroid hormonları, tiroglobulinden ayrılabilir ve tiroid hücreleri tarafından emilerek alınır ve hücrelerin diğer taraflarındaki kılcaldamarlar vâsıtasıyla kana geçerler.

Kana geçen genellikle tiroksindir. Kanda yeterli miktarda tiroid hormonu seviyesi, vücudun metabolik aktivitesi ve ihtiyacına göre beyindeki hipotalamus ve hipofiz ön lobu tarafından özel bir mekanizmayla kontrol edilir (negatif feed back mekanizması). Hormonların üretimi aynı zamanda yeterli iyot alımı ve kullanımına da bağlıdır. İyot eksikliklerinde kanda devamlı olarak, hipofizden salgılanan tiroidi uyarıcı hormon (=TSH) fazlalığı vardır. Bunun sonucu olarak tiroid guddesi büyümeye başlar ve guatr meydana gelir.

Tiroid hormonunun asıl görevi, hücrelerde mitokondri denen organelleri, mitokondrilerde de oksidatif enzimleri çoğaltmak sûretiyle oksitlenme yolundaki metabolizma olaylarına hız vermek ve oksidatif enerji üretimini hızlandırmaktır. Tiroid hormonları vücuttaki bütün metabolik olayları hızlandırır, kullanılan oksijen miktarını artırır ve fazla ısı açığa çıkmasını sağlarlar.

Tiroid Bezi Hastalıkları

1. Hipotiroidizm (tiroit bezinin az çalışması): Tiroid hormonunun yeter derecede yapılıp kana verilmemesi sözkonusudur. Yetişkin insanlarda görülen hipotiroidizme“miksodem” ismi verilir. (Bkz. Miksödem) Doğuştan îtibâren mevcut olan hipotiroidizmeyse kretenizm denir. Gebelik esnâsındaki iyot noksanlığı guatrın ve kretenizmin meydana gelmesine yolaçar. Doğuştan tiroid bezinin gelişmemiş olması da kretenizm sebebidir. Hastalık, doğumu tâkip eden ikinci altı ay içinde farkedilir.

Vücûda oranla baş büyüktür. Alın dar, burun geniş, gözler birbirinden uzakta, göz kapakları şiş ve buruşuk, ağız açık, dudaklar ve dil iri, ses kalın ve kısıktır. Dişler geç çıkarlar, yüzeyleri düzensizdir, süratle çürürler. Boyun kısa ve kalındır, eller, ayaklar şiş, kısa ve geniştir. Karın büyük ve kabarıktır, genellikle göbek fıtığı vardır. Zekâları geri, mizaçları sâkindir; ne ağlar ne de gülerler. Oturma, yürüme, konuşma çok gecikir. Tedâviye erken başlanır ve uzun zaman devam edilirse, çocuk normal olarak gelişebilir. Tedâvide tiroid hormonları kullanılır.

2. Hipertiroidizm (tiroid bezinin aşırı çalışması): Tiroid hormonun fazla miktarda yapılarak kana karışması sözkonusudur. Zehirli guatr da denilmektedir. Daha ziyâde orta yaşlarda kendini göstermektedir. Kadınlarda, erkeklerden 4-5 misli fazladır. Hastalığın kesin sebebi bilinmemektedir. Fakat lats ismi verilen bir serum proteinin buna yol açtığı kabul edilmektedir. Vak’aların çoğunluğunda tiroid büyümüştür, yâni guatr vardır. Yine hastaların yarısından çoğunda gözler dışarı doğru fırlaktır, bakışlar canlıdır. Gözlerle ilgili başka belirtiler de vardır. Hipertiroidizmin ana belirtilerinden birisi de kalp atım sayısının istirahatte bile 90’ın üzerinde olmasıdır. Çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrılarından da hastalar şikâyetçidirler.

Bir diğer ana belirti de titremedir ki bu en iyi olarak parmaklarda ve dil ucunda görülür. Genellikle hastanın iştahı artmıştır, fakat devamlı zayıflama ve ishâl görülebilir. Hastalar sıcağa tahammül edemezler. Bütün hipertiroid belirtilerinin şiddetlenmesiyle ortaya çıkan tabloya tiroid fırtınası denir ki, âcil tedâvi gerektiren ağır bir durumdur. Kesin teşhisin konması ve hastalığın tâkibi için özel laboratuvar metodlarıyla kanda tiroid hormonu miktârının tâyini gerekir. Başka laboratuvar metodları da vardır. Tedâvide öncelikle ilâç tedâvisi denenir ve hastanın tiroid bezi faaliyeti normale döndürüldükten sonra gerekiyorsa tiroid bezinin büyük kısmı cerrahî olarak çıkarılır.

3. Tiroid bezinin iltihapları: Birkaç çeşit iltihâbı vardır.

a) İrinli tiroidit: Mikroorganizmalarla meydana gelir. Tiroid üzerindeki deride kızarıklık, şişlik, ağrı ve ateş vardır. Tedâvide antibiyotikler kullanılır. Gerekirse cerrâhî drenaj (akıtma, boşaltma) yapılır.

b) Subakut tiroidit: Muhtemelen virüslerle husûle gelmektedir ve tiroiditlerin en sık görülen şeklidir. Ateş ve genel enfeksiyon belirtileriyle birlikte tiroidde ağrılı şişme ve yutkunurken ağrı mevcuttur. Birkaç hafta sürebilir. Tedâvide aspirin ve kortizon kullanılabilir. Antibiyotikler faydasızdır.

c) Müzmin tiroiditler: Hashimato hastalığı ve Riedel struması olmak üzere iki tiptir. Hashimato hastalığı daha ziyâde kadınlarda ve 30-40 yaşlar arasında görülür. En sık rastlanan belirtisi guatr ve boğazda dolgunluk hissidir. Tiroid, ağrısız, sert plastik kıvamında, büyük ve yüzeyi düzensizdir. Vak’aların 1/3’ünde hipotiroidi görülür. Hastalığın sebebi bilinmemektedir. Tedâvide, ömür boyu tiroid hormonu vermek gerekir. Riedel troiditi çok nâdir görülür, troid şişer ve tahta gibi sertleşir. Yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses kısıklığı meydana gelebilir. Bunun da sebebi meçhuldür. Tedâvide kısmî tiroid ameliyatı yapılabilir.

4. Tiroid kanserleri: Genellikle 40-60 yaşları arasında rastlanır; kadınlarda daha sıktır. Histolojik bakımdan adenokarsinomlar ve anaplastik kanserler olarak iki esas gruba ayrılırlar. Adeno karsinomlardan olan papiller kanser, en sık görülen, fakat oldukça iyi gidişli olan tümörlerdir. Çok geç yayılma gösterirler. Tiroidin en kötü gidişli tümörleri anaplastik kanserleridir.

Tiroid, kanserli hastalarda genellikle etrafına yapışık olup, baskı yapan, fakat iltihâbî belirtileri olmayan sert kıvamda, yaygın veya kısmî bir büyüme gösteren guatr vardır. Tiroid bezinde ağrı, hafif veya ileri derecede yutma güçlüğü, nefes darlığı veya ses kısıklığı başlıca klinik belirtilerdir. Teşhiste tiroid sntigrafisi, iğne biopsisi faydalı olabilir. Şüpheli vak’alarda cerrâhî müdâhale tercih edilmelidir. Tedâvide asıl metod cerrâhî olarak tiroidin çıkarılmasıdır. Radyoaktif iyot tedâvisi ancak foliküler adenokarsinomlarda faydalı olmaktadır. Tiroid hormonu bütün tiroid kanserli vak’alara verilmektedir. Şuâ tedâvisi de bâzan faydalı olmaktadır.

0 Yorum:

Hakkında Bilgi - Teknoloji Hakkında Bilgi, Sağlık Hakkında Bilgi, Eğitim Hakkında Bilgi,Kültür Hakkında Bilgi, Sanat Hakkında Bilgi, Din Hakkında Bilgi, Türkiye Hakkında Bilgi, Yaşam Hakkında Bilgi, Bilim Hakkında Bilgi ve Hakkında Bilgi aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz blog sitesi..