Batı Edebiyatında Natüralizm
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında etkili olmuştur. Doğa bilimlerinin, özellikle de Darwinci doğa anlayışının ilke ve yöntemlerinin edebiyata uyarlanmasıyla gelişmiştir. Edebiyatta gerçekçilik geleneğini daha da ileri götüren doğalcılar, gerçekleri ahlaksal yargılardan, seçici bir bakıştan uzak bir tutum ve tam bir bağlılıkla anlatmayı amaçlar. Doğalcılık, bilimsel belirlenimciliği benimsemesiyle gerçekçilikten ayrılır. Doğalcı yazarlar, insanı ahlaksal ve akılsal nitelikleriyle değil, rastlantısal ve fizyolojik özellileriyle ele alır. Doğalcı yaklaşıma göre, çevrenin ve kalıtımın ürünü olan bireyler, dıştan gelen toplumsal ve ekonomik baskılar altında ezilir, içten gelen güçlü içgüdüsel dürtülerle davranırlar. Yazgılarını belirleyebilme gücünden yoksun oldukları için yaptıklarından sorumlu değillerdir.
Doğalcılığın kuramsal temelini Hippolyte Taine’in Historei de la Litterature Anglaise (İngiliz edebiyatı tarihi) adlı eseri oluşturur. İlk doğalcı roman Goncourt Kardeşler’in bir hizmetçi kızın yaşamını konu alan Germinie Lacarteux adlı yapıtıdır. Ama Emile Zola’nın Le Roman Experimental (Deneysel Roman) adlı eseri akımın edebi bildirgesi sayılır. Zola’nın yanısıra Guy de Maupassant, J. K. Huysmans, Leon Hennique, Henry Ceard, Paul Alexis, Alphonse Daudet doğalcı eserler veren yazarlardır.
Türk Edebiyatında Natüralizm
Bizim edebiyatımızda doğalcılık anlayışına en çok yaklaşarak eser veren sanatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar’dır. Ancak eserlerinde sosyal eleştiriye yer vermesi onu natüralistlerden ayıran önemli bir noktadır.